Bazı satışçıların dilinden düşmeyen o klişe: “Satamıyoruz çünkü markamız bilinmiyor.” Güldürüyor ama aynı zamanda düşündürüyor, değil mi? Tam da bu argüman, iş hayatında vasatlığın arkasına saklanıp günah keçisi arayan, satır arasında gizlenmiş cahil kurnazlığının bir itirafı gibi. Oysa marka bilinirliği dediğimiz kavram, satışın garantisi değil; olası bir ön şartı. İnsanlar (sadece) bir markayı tanıdığı için…